Saatler 09.05’i gösterdiğinde Türkiye’nin kalbi bir an durur… Bizimle nefes alan, bize bağımsız bir vatan bırakan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü sonsuzluğa uğurladığımız o an, her 10 Kasım’da derin bir hüzünle yeniden yaşanır. Onun ardından gelen nesiller olarak, ona duyduğumuz minneti ifade etmek için o an durur ve kendimizi onun bıraktığı değerlere adarız.
Atatürk, yalnızca bir lider değil, milyonlarca kalpte yanan bir ışık, geleceğe uzanan bir rehberdir. Cumhuriyet’in kıymetini bilen herkesin hayatında yer eden bir baba figürüdür. O, savaş meydanlarında bile barıştan, bilimin yolundan ayrılmayan; bir halkın kaderini değiştiren, dünyaya eşsiz bir bağımsızlık mücadelesi dersi veren liderdir. Bizlere, özgürlüğün, bağımsızlığın ve ulusal birliğin ne demek olduğunu gösterdi.
Bugün, onun izinden yürüyen bireyler olarak içimizde büyük bir sorumluluk hissi taşıyoruz. Onun emanetine sahip çıkmak, bu vatanı sonsuza dek ayakta tutmak ve gelecek kuşaklara daha aydınlık bir Türkiye bırakmak bizim için en büyük görevdir.
Atatürk’ü özlemle, sevgiyle, saygıyla anıyoruz. Onun fikirleri, vizyonu ve değerleri, her birimizin ruhunda ve düşüncelerinde yaşamaya devam edecek. Kalbimizde her zaman onun “Ne mutlu Türküm diyene!” sözü yankılanacak.
Sonsuzluğa gittiğin o günden bu yana her geçen gün daha çok anladık değerini, Atam. Bize bıraktığın bu kutsal miras için minnettarız. Huzur içinde uyu.
Seni hiç unutmayacağız, Atam.
Leave feedback about this